-----

   
 
  2.

İnsan İçin En iyi Arkadaş Kur an-ı Kerim'dir

Ebu Hüreyre(ra) anlatıyor:

“Allah Resulü(sav) şöyle buyurdu:

“Kuran okuyan mümin, turunçmeyvesi gibidir: Kokusu hoş ve tadı güzeldir. Kur’an okumayan mümin, hurma gibidir: Kokusu yoktur ama tadı güzeldir.

Kuran okuyan münafık, reyhan otuna benzer: Kokusu güzeldir ama tadı acıdır. Kur’an okumayan münafık Ebucehil karpuzu gibidir: Hem tadı acıdır hem de kokusu yoktur.

İyi arkadaş, misk taşıyan insana benzer:Misk taşıyan insan:ya sana da o kokudan hediye eder ya da ondan sana hoş kokular gelir.Kötü arkadaş ise körük çeken insana benzer.Körük çeken ya sana da kara bulaştırır ya da ondan sana pis dumanlar gelir.”

Kur’an…  

Mümin ve münafık…

Tat ve koku…

İyi arkadaş ve kötü arkadaş…

Bunlar hadisi şerifin konusunu ve eksenini oluşturan ana öğeler.

Kur’an’a gelince…

Kur’an, asıl hareket noktası ve merkezdir! Müspet ya da menfi, yakınlık ya da uzaklık bakımından söz konusu öğeler onun üzerine bina edilirler. Kur an bu öğelerin, etrafında döndükleri eksendir.

Sevgili gençler…

Kur’an hakkında yapılacak bir konuşma alışılagelmiş, bayağı bir konuşma değildir. Aksine oldukça ciddi, ayrıntılı ve uzun süren bir konuşmadır. Ne var ki bu sayfalar bu konuşmanın yeri değildir.

Yeryüzündeki bütün ağaçlar kalem ve bütün okyanus ve denizler mürekkep olsa, Allah’ın sözleri bitmeden önce muhakkak bu kalemler ve mürekkepler tükenirdi. Hatta bu kalemler ve mürekkepler, aklın tereddütsüz kabul ettiği ilahi gerçekleri yazmaktan bile aciz kalırdı.

Allah Resulü Muhammed’in (sav) Kur’an hakkındaki sözlerinin sınırında durmak bize yeter. Hz. Peygamber(sav) Kur’an hakkında şöyle buyurmaktadır.

“o, Allah’ın kopmaz ipidir. O, hikmet taşıyan sözdür. Onda sizden öncekilerin ve sonrakilerin haberi, aranızdaki anlaşmazlıkların hükmü ve çözümü vardır. Kim büyüklenerek onu terk ederse. Allah onu helak eder. Kimde ondan başkasından hidayet ararsa, Allah onu saptırır. O hak ile batılı ayıran sözdür. O asla bir oyun değildir. İnsanı hayrette bırakan güzellikleri tükenmez. Çokça okunması sebebiyle eskimez.

Cinler Kur’an’nı dinlediler ve şöyle dediler:’Gerçekten biz, doğru yola ileten harikulade güzel bir Kur’an dinledik. Biz de ona iman ettik…”

Açıklamanın bu sınırında duruyor katiyen küçük bir ilave dahi yapmıyoruz…

Çünkü Allah’ın Peygamberi Muhammed’in (sav) sözüne bir harf dahi ilave temek bizim haddimize değil. Hem ne ilave edebiliriz ki?

Kur’an ile birlikte yaşayan mümin turunç meyvesine benzer: Kokusu hoş ve tadı güzeldir. Tadı leziz, kokusu nefistir.

Hiç şüphesiz Kur’an Allah’ın sofrasıdır. Mümin bu sofraya gelir ve onun temiz, güzel leziz yemeklerinden beslenir. Derhal aldığı besin bedenine canlılık ve dirençlik kazandırır. Hücrelerine ve damarlarına kan hücum eder. Yüzüne bir aydınlık peyda olur, gözleri ve alnı ışıl ışıl parlar. Kur’an daima kurulu yazılı bir sofradır. Kimi zaman serilen kimi zaman serilen kimi zaman kaldırılan bir sofra değildir. Aklı ve kalbi aynı anda besler. Sofrada bulunanları mükemmel bir şahsiyet haline getirir. Toplum içinde onları en güzel bir yaşamın sahibi kılar. Onlar simalarından ve orada burada etrafa yayılan kokularından tanınırlar. Yaşamın günlük olağan işlerinde ya da karşılıklı yardımlaşma ve ticari ilişkilerde bulunma gibi sebeplerle insanlarla bir araya geldiklerinde tatlarının tatlı ve yakınlıklarının leziz olmasıyla tanınırlar.

Nihayetinde insan ailesi ve toplumu içinde ahlaktan ibarettir.

Sevgili gençler…

Kur’an’ı ayrılmaz özelliğiniz ve adetiniz yapıp;onu okumaya, anlamaya çalışmaya,vicdanınızda dosdoğru bir yol ve hayatınızda dürüst bir yaşam tarzı edinmeye ne dersiniz?

Allah’ın sevgili peygamberi Muhammed(sav) sizin için en güzel örnektir. Müminlerin annesi Hz.Aişe’ye (ra) Allah Resulü’nün (sav) ahlakı sorulduğunda şöyle cevap verdi:

“O’nun ahlakı Kur’an idi.”

Sevgili gençler…

Sakın, iyi olduğu ancak tadına bakıldığı ya da ağızda çiğnendiği zaman anlaşılan cins bir meyve olmayın.

Sizden yayılan ve dönüp tekrar size gelen o güzel koku içinizde muhakkak kök salmalıdır.

Birden fazla ahlaki faziletlerle süslenmek zorundasınız.

Bunun için derhal kendinizi Kur’an’a verin ve Kur’an okumaya başlayın. Gece ve gündüz huşuyla, edeple, verdiği öğüdü kabul ederek… Kesinlikle Kur’an’ı boynunuzu süslediğiniz bir ziynet eşyası ya da duvarınızı süslediğiniz bir tablo yapmayın.

Kendilerine semavi bir kitap verilip de arklarına atanlar aya da onu okumayıp, içindekilerle amel etmeyip de aksine onu oyun ve eğlence edinen insanlar ne zavallı, ne bedbahttırlar.

Onlar güzel kokuyu ve leziz tadı bırakıp gitmişlerdir.

Onlar demircinin körüğünü, siyah dumanını ve karasını misk sahibine tercih etmişlerdir…

Sevgili gençler…

Kur’an’ı kendine, yalnızlığında ve toplum içine karıştığında her an beraber olduğun en candan arkadaşın ve yoldaşın yap. Kendin, ailen ve yakın akrabaların için bir yaşam biçimi edin. Bil ki, bütün bunları yaptıktan sonra senin iyi bir şöhretin, güzel bir namın, düzgün ilişkilerin ve arana bir sevgin olacaktır.

 




                                     
  
Allah'a  (cc) adanan gençlikler





 Her Genç Kız Bedenini Örtmekle Yükümlüdür.

 
SERFEDA
 

YOLUMUZU
AYDINLATANLAR







 

ÖNCÜ NESİL


YAZARLARIMIZ

Emin GÜNEŞ
Rabbimizle Olan
ticarete ilişkin...
Mehmet GÖKTAŞ

Sabah yakın değil mi?
Mehmet YAVUZ

Milliyetçilik
üzerine...

Ahmet KALKAN

Laiklik Bu Değilse, Ya Nedir?



İQRA


DERGİ ve MECMUALAR


GAZETELER




EZGİ DİNLE

DINLE


CANLI İZLE







 

DARUL KİTAB

XEBERA RAST

DARUL SERFEDA

KABENURU
BIR COK DILDE MEALLI KURAN
DINLE




Ali Küçük
Hadis Tefsiri

----------------------------------
Saffet Bakırcı
Hadis

--------------------------------
Ahmet Kalkan
Sohbetleri

----------------------------------
Hasan Karakaya
Sohbetleri

-------------------------------
gif

Facebook beğen
 
 

SİTEMİZDE KÖŞE YAZARI OLMAK
        İSTİYOR MUSUNUZ?

 
Bugün 42581 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol