"Anneler günü": bu asrın uyduruk bidati. Hakkında söylenen olumlu ya da olumsuz bütün söz ve görüntülere rağmen iyi anlamlardan ve asil bir hedeften kaynaklanmaktadır.
Fakat liderlere taç giydiren ve örnek şahsiyetler ortaya çıkaran idealizme gelince... O da, tamamı ya maddi ya da menfaatçi olan belirli bir takım kriterlere tabidir.
Keşke bu kriterleri geliştirseydik; imanı ve bu imandan kaynaklanan esasları bu kriterlerin ilki ve zirvesi yapsaydık.
Sevgili gençler.
Bu girizgâh ile Allah Resulü(sav)'nün beşinci nasihatini bildirdiği hadisi şerif arasında bizi bu konuşmayı yapmaya iten münasebet; Hz. Ebu Bekir'in kızı güzide sahabi Esma'nın(ra)seçkin şahsiyetidir.
Hz. Esma (ra)bebekliğinden ihtiyarlığının son demlerine kadar, hem kendi şahsında hem de aile düzeninde Allah'ın emirlerine tam bağlılığıyla daima bir ideal genç kız ve anne olmuştu.
Yönlendirme ve iyi annelik hakkında söylenmiş en muazzam ve en ulvi sözlerden biri de Hz. Esma'nın (ra) oğlu Abdullah bin Zübeyr'e söylediği o meşhur veciz sözüdür.. Oğlu Abdullah bu sırada 'Mekke'de, Abdulmelik bin Mervan'ın Hacca bin Yusuf es-Sakafi komutasındaki ordusu tarafından kuşatma altına alınmıştı.
Annesi: İzzetle (şeref ve üstünlük) mücadele ederek maruz kalacağın bir kılıç darbesi, zilletle (aşağılık ve şerefsizlik) ,yaşamak için maruz kalacağın bir kamçı darbesinden daha hayırlıdır. Sakın ölümden korkup da sana zillet verecek bir şekle razı olma
Hepimizin o nasihat dolu veciz sözü gereğince araştırmanızı ısrarla istiyorum. Çünkü o sözde sizi çok yakından ilgilendiren, size faydalı pek çok bulunmaktadır.
Bundan sonraki sözlerim sevgili kızımadır. O, İslam'ın genç kızına... İslam evladının annesi... İslam’ın şimdiki ve gelecekteki neslinin terbiyecisine ve istikbalimizin köşe taşına...
Hadisi şerifte geçen "uygun olmaz" sözünde duraklamak istiyorum. Çünkü bu söz, dayanak noktamızı oluşturmaktadır. Fitneye gelince o:sapıtmalrın kavşağı, tehlikeli viraj, yoldan çıkışın uçurumu ve talim yolu çok bir caddedir. O derece ki bu cadde yürüyen insan kendini sanki "Nasreddin Hoca'nın evinde"gibi hisseder. Ne tarafa dönse nihayetinde bir engele çarpar, karşısına zifiri bir karanlık çıkar. Yitik vadilerde el yordamıyla yolunu bulaya çalışan kör gibi aranır durur. Kurtulmak, çıkıp gitmek için ne bir yol bulabilir ne de bir gedik...
Bugün sıkıntısını çektiğimiz ya da özellikle gençlerimizin sıkıntısını çektikleri bela, fitne zehirleri, şehvet ve arzu, zevk, haz kasırgaları budur. Bir çukurdan kalkmasın, mutlaka diğerlerine yuvarlanır.
Sonra cadde ve sokaklarda halka açık genel alanlarda, park ve kulüplerde kol gezen fitne, yalnızca kendisine bela olmaz. Bilakis görünen ve görünmeyen, tellerde elektrik akımının akışı gibi, iki taraf arasında gider gelir.
Bugün toplumda hüküm süren ve kabul gören şey, fesat ve ahlaki çözülmeden başka nedir?
Hangi insaf sahibi insan bunun ahlaki çözülmeden başka bir şey olduğunu söyleyebilir?
Fesat ve salah bir çelişkinin zıt iki ucu.
Allah Resulü(sav),buluğ çağına erip kadınlık belirtileri de ortaya çıktığında Esma'yı ince elbiseler giymiş bir halde görünce mübarek yüzünü ondan çevirerek şöyle dedi:
"Ey Esma, kadın buluğa erince artık ondan şunun ve şunun dışında bedeninin hiç bir yerinin görünmesi uygun olmaz.
Hz. Peygamber(sav) Esma'ya (ra);" Ey Esma, genç kız..." demedi; bilakis "Ey Esma, kadın ..." dedi.
Çünkü Esma henüz evlenmemiş olsa da genç kızlık çağını çoktan gerilerde bırakmış, olgunluk ve kemal çağına girmişti.
Haddi zatında görülmesi doğal olarak caiz olan yüz; boya, krem ve pudraların doldurduğu yüz değil, aksine her türlü süs ve fitneden uzak, parfümeri sektörünün tuzağına düşmemiş olan yüzdür. Tabi bu temiz yüzün görülmesi de ancak fitneden emin olunduğu durumlar için geçerlidir.
Aynı şekilde görülmesi dinimizce caiz olan el, faziletin kanına girmemiş olan eldir. Yoksa uzun, sivri, keskin, boyalı tırnaklar değil! Ama ne yazık ki bugün ayak tırnakları bile faziletin kanına girmekten, bu kokmuş kan balçığına dalmaktan kendini kurtaramamıştır.
Genç kızlarımız küstahça ve hayâsızca bir meydan okuyuşla bu saygın nebevi nasihatin tam aksini yapıyorlar.
Örneğin; genç kız önceleri bütün bu çirkin hallerden uzakta bulunurken buluğ çağına erip olgunluk devresine de girince derhal süslenme ve güzelleştirme yöntemlerini uygulama da ve bedenin fitne ve tahrik edici bölgelerini olduğu gibi açığa çıkaran elbise modellerini bulup geliştirmede son derece becerikli bir sanatkâr oluveriyorlar.
Dosdoğru yaşam çizgisi eğrilip büğrülerek bozuluyor, yol sallanıyor ve toplum bir kargaşa içine dalgalanıyor.
Müslüman genç kızım...
Sen istikamet ve hidayet kaynaklarından bir kaynak, ya da helak ve fesat uçurumlarından bir uçurumsun...
Ve bütün bunlar senin dünyana ve ahiretine yansımaktadır. Y a her türlü kötülüklerden uzak olmak ve sevap ya da her türlü kötülük içinde olmak ve azap... Allah'tan kork, dürüst erkekler ve dürüst kadınlarla, Allah'a itaatkâr erkekler ve Allah'a itaatkâr kadınlarla, Allah'a hakkıyla iman eden erkekler ve hakkıyla iman eden kadınlarla beraber ol ki, en yüksek derecelere yükselsin.
Allah'ın selamı üzerine olsun
Allah'a (cc) adanan gençlikler